erkek rolü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
erkek rolü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Kasım 2015 Çarşamba

Türk Toplumunda Kadın ve Erkek Rolü

Şu sıralar farkındalık konulu bir kısa film yarışması için senaryo yazma çalışması içerisindeyim. Toplumdaki kadın ve erkek ayrımının nasıl ilk doğduğumuzdan itibaren ortaya çıktığını göstermek istiyorum. Ancak daha elimde birşey yok. Beyin fırtınası yapmaya devam ediyorum.

Kadına Biçilen Rol

Çocuk doğurmak (küçük çocuklar barbi bebekleriyle oynarken)

Yemek yapmak (bebeğine yemek verirken)

Evlenmek (zorunlu) (evcilik oyunları)

Erkeklerle konuşmak yok

Etek giymek gerek

Başörtüsü zorunlu

Dikiş-nakış öğrenmek

Pembe kıyafetler

Hareketler yumuşak (erkek fatma)

Oturuşa dikkat (etek düzelt)

Kıyafetlere dikkat (yaka ve etek boyu)

Pembe dizi izler

Doğduğunda sevinilmez

Annesine işlerde yardım etmeli

Ya okur

Ya evlenir

Erkeğe Biçilen Rol

Savaşmak - askere gitmek (küçük çocuklar elerine tahta silahlar boncuk tabancaları)

Çalışmak - ev geçindirmek (büyük adam olacak benim oğlum)

Namus bekçiliği (kardeş önemli)

Ağır kaldırmak

Güç - kuvvet - kavgalara katılmak

Eve para getirmek

Mavi kıyafetler (bebekken)

Hareketler sert (nonoş)

Küfür öğrenmek zorunlu (küfür yoksa muhabbet yok)

Futbol maçı izler

Doğduğunda sevinilir

Babasının işini devralmalı

Bu çocuk okur

Bu okumaz (bir baltaya sap olmaz)

Pygmalion Etkisi

Bana göre çocuklar hakkında küçükken yaptığımız bütün hal, hareket ve yorumlarımız onların geleceklerini derinden etkiliyorlar. Çocukları daha küçükken bir kehanetin içine sürüklüyor ve onlardan tam da bizim istediğimiz şekilde insanlar çıkmasını bekliyoruz. Aslında bu yaptıklarımız uzun dönemli bir pygmalion etkisinden (kendini gerçekleştiren kehanet) başka bir şeyde değil.

Efsaneye göre Pygmalion bir heykel yapıyor ve sonrasındaysa bu heykele aşık oluyor. Heykelin gerçek olduğuna inanıp o şekilde yaşamaya başlıyor. Ve en sonunda bunu duyan tanrı ise heykeli gerçekten canlandırıyor. Daha basit bir şekilde anlatmak istersem sizden kendinizi bir tepsi taşırken düşünmenizi isterim. Ben size dikkat et düşürme diyorum ve tepsiyi düşürüyorsunuz.

Aynı şekilde bizde çocuklarımıza yaptıkları işlerde böyle dürtmeler gerçekleştiriyor ve normalde düşmeyecek olan tepsinin düşmesine neden oluyoruz. Onları özgür bireyler olarak yetiştirmek yerine toplum kabına uydurmaya çalışıyor, uymayan taraflarıysa yontup atıyoruz. Küçük eğdiğimiz minik fidanlar bu kehanetle büyüyor ve en sonunda eğilmiş birer ağaç olarak gelişiyorlar.