31 Ekim 2014 Cuma

Star Wars İzleme Sırası


Star Wars serisi 6 filmden oluşuyor. 25 Mayıs 1977'de yayınlanan ilk filmin ardından 3'er yıl arayla 2 film daha yayınlanmış. 16 yıl aradan sonra 3 er yıl aralarla 3 film daha yayınlanarak 19 Mayıs 2005'te seri tamamlanmıştır.  IV, V, VI. filmler ilk yayınlanmış star wars olup asıl kült star wars diye geçerken, I, II, III. filmler ise ilk filmlerin öncesinde yaşanmış olayları anlatarak öncül üçleme diye geçmektedir. Serinin farklı yıllarda çekilmiş olması filmi izlemek isteyen birçok kişiyi hangi sırayı takip edecekleri konusunda tereddütte bırakmaktadır. Bu konuda benim görüşüm filmin orjinal kronolojik IV, V, VI, I, II, III sırasının takip edilmesidir. Çünkü I, II, III, IV, V, VI sırasının takip edilmesi son üç filmdeki birçok olayın en baştan öğrenilmesiyle sonuçlanarak seyir zevkini düşürecek ve yine serinin 3. filminden itibaren sinema teknolojisindeki 30 yıl geriye gidiş izleme şevkini kıracaktır. Unutmayın bu efsane film milyonlar tarafından böyle tadıldı. Sizde böyle tadın bence.

Star Wars: Episode IV - A New Hope (1977)
Star Wars: Episode V - The Empire Strikes Back (1980)
Star Wars: Episode VI - Return of the Jedi (1983)
Star Wars: Episode I - The Phantom Menace (1999)
Star Wars: Episode II - Attack of the Clones (2002)
Star Wars: Episode III - Revenge of the Sith (2005)

29 Ekim 2014 Çarşamba

Top 250'ler


Film izlemeyi seven arkadaşlar çoğunuz imdb'nin top 250 listesini bilirsiniz. Ya alternatifleri de var desem. Bir göz atmak istersiniz herhalde.

IMDb Top 250

IMDb'nin listesi kullanıcı oylarıyla alınan imdb puanlarıyla belirlenmiştir.

http://www.imdb.com/chart/top

Ekşi Sinema Alternatif Top 250

Ekşinin listesinde sıralama yoktur, kronoljiktir. İmdb'de yer almayan fazla tanınmamış tanısanız seversiniz türünden filmlere yer vermiştir.

http://eksisinema.com/eksi-sinema-alternatif-top-250/

Mynet En İyi 250 Film

Mynet'in listesi galeri halinde olduğu için sonuna kadar gitmekte zorlanabilirsiniz.

http://sinema.mynet.com/fotoanaliz/en-iyi-250-film/144/1

27 Ekim 2014 Pazartesi

1 Küçük Gizem



Kyk'da kalan bilir bu dolapları.(Farklılılık olabilir belki bilemeyedebilir.) 1,5 yıldır beraberiz kendisiyle. İlk tanışmamızda gayet hoştu. Her raf yerli yerine oturmuştu. Kapağındaki 2 küçük askısı , havlu demiri ve yine o küçük kutusu ve 1 küçük gizemiyle hemencecik gönlümü çalmıştı. Bunların yanında kilidinin olmayışına anlayış gösterdim. Ama o küçük gizem beni yiyip bitiriyordu. Kutunun üzerindeki girişler.. Ah o girişler! Neydi onlar? Niçin yapılmışlardı? Sevgim giderek nefrete dönüşüyordu. Ve yapabilicek hiçbir şeyim yoktu. 1,5 yıl aklıma geldikçe orayı niçin yapmış olabileceklerini düşündüm durdum. Ve sonunda buldum.

AYNA !!!   Tabiki de aynaydı. Bunu daha önce nasıl düşünememiştim. Aptallığıma güldüm. Yaptığım haksızlığa ağladım. Ve bir kez daha aşık olmuştum. Özürler dilemek istedim. Affedebilicek miydi beni?

26 Ekim 2014 Pazar

Papaz Kaçtı


Arkadaşlarla papaz kaçtı oyunumuzdan sonra nasıl oynandığını sizle de paylaşmak istedim. 52'lik destedeki 3 papaz çıkarılarak kenara ayrılır.Kalan kartlar kartlar oyunculara dağıtılır. Oyuncular ellerindeki kartlardan çift olanları üstü açık bir şekilde yere koyarlar. Oyun saat yönünde herkesin birbirlerinin ellerinden bir kağıt çekmesi, ellerindeki çiftleri yere atması şeklinde devam eder. En son elinde papaz kalan oyunu kaybeder.

25 Ekim 2014 Cumartesi

Bir Dedektiflik Yazısıdır


Bu yazıyı daha kaçıncı kez paylaşacağım bilmiyorum ama bir hatıra olarak kaybolup gitmesini de istemiyorum.

Bugün günlerden salı ve ders Almanca.Sıkıntıdan patlayan genç ki o ben oluyorum azıcık eğlenmek için bu yazıyı hazırlamış bulunmaktayım.
Saat 8.50
Hoca:Gelmeyen var mı? dedi.
Sol en öndeki Selim ve Mücahid bu soru üzerine hocaya bir şeyler söylemeye başladı.
Saat:8.52
Sağımdaki Ali Berk saat'i sormasıyla beraber solumdaki Büşra'dan gereken cevabı aldı.
Saat:8.53
Solumdaki Büşra kısa bir konuşmadan sonra Neslihan'dan "Oldu canım" cevabını aldı.

Çevreme baktığımda Medine'nin küçük kitap diye tabir ettiği mucizevi şeyi incelediğini, Burak'ın nedense test çözmediğini, Merve'nin düşen kalemini aldığını, Dilanur'un ise telefonuyla oynadığını gördüm.

Saat:8.57'de çözmem gereken olayı buldum
Gökhan benim anlayamadığım bir şekilde kendi kendine bir yeri tarif ettiğini fark ettim.
Saat:9.00
Taco "Doğru Yol" derken neyi kastetti?Gökhan'la bir bağlantıları mı var?Yoksa bu bir propaganda mı?Göreceğiz.
Saat:9.02
Dilanur'un telefonuyla oynamasının bu olayla alakalı olabileceğini fark ederek olayı çözme yolunda ilerledim.
Saat:9.05
Ali Berk'in aslında saati değil sayfayı sorduğunu anladım.Ve Ali Berk'e karşı daha dikkatli olmaya karar vermemle beraber hangi sayfa, hangi kitabın sayfası gibi sorular zihnimde canlandı.
Saat:9.09
Ben Ali Berk üzerine zihnimi yorarken sınfın içinde gergin anlar yaşandı.Büyük tehdit ve zan altında kalan sınıfın sessizliği benim için büyük bir tehlike oluşturuyor.Karşı cephedeki Hasan Hocanın bakışları dikkatimi büyük ölçüde dağıttı.
Saat:9.12
Ben düşen kalemimi almak için eğildiğimde orada burnu Ali Berk'e dönük kağıttan bir uçak ve üzerinde bir takım yazılar görmem ve Hasan Hocanın arkasını dönmesi beni düşündürdü.
Saat:9.15 olayı çözdüm
Kağıttan uçağın içinde PKNK yazıyordu.Ve bu benim bulduğum en iyi ipucuydu.Belki de olayın anahtarı bu yazıydı.Hemen bir kitabın üzerine yazıyı yazdım ve olası kombinasyonları uygulamaya başladım.
PEKENEK
PAKANAK
PİKİNİK======>üçüncü uygulamadaki yazının manidarlığı üzerine bir tane "İ" nin fazla olduğunu ve ipucunun piknik olduğunu ve tüm olayı çözüşümle beraber olayların kurgusu zihnimde canlanddı.

Olaylar sınıf pikniğinin gündeme oturmasıyla meydana gelmişti.Büşra Neslihan'dan "Oldu canım" yanıtını Büşra'nın Neslihan'a "Sen pikniğe de test kitabıyla gelirsin." sözü sonucu söylenmişti.
Zihnimi kurcalayan ikinci olay ve serivenin başlangıcı olan Gökhan'ın anlamsız hareketlerine bile anlam vermeyi başardım.Gökhan sıraya doğru eğik ve elleri sıranın üzerinde ve kendi kendine biryeri tarif ediyordu.Gökhan büyük ihtimalle önünde olduğunu tahmin ettiğim boş kağıda pikniğe nasıl gideceğimizi hangi yolları kullanacağımızı yazıyordu.Tabiki de Gökhan bunu tek başına yapamazdı.Ona bu konuda elindeki telefonuyla Google Maps e girmiş olan Dilanur yardım ediyordu.Saat 9.00'da Taco'nun "Doğru Yol" diye kastettiği Yenice çevre yoluydu.Bunu Gökhan konuşurken duymuş ve görüşünü belirtmişti.Ali Berk'in sayfayı sorması üzerine karıştırdığım çantasında Kültür veTurizm Bakanlığının Yenice Tanıtım Kitapçığını buldum.Büşra oradaki bir resmi beğenmiş ve sayfasını Ali Berk e söylemişti.Bu olaydaki tek gizem gizemli kağıt uçağın nereden geldiğiydi.Bunu çözmeye uğraştım.Ve en sonunda bu uçağın anlamsız bir şekilde etrafa bakışımı fark eden ve pratik zekasıyla yaşadıklarımı anlayarak bana ipucu vermek isteyen Apo dan gelmişti.Ben bunu fark ettiğimde Apo bana pis pis gülüyordu.

24 Ekim 2014 Cuma

Dipteki Filmlerimiz


Imdb Top 250'ye bakıpta gözleri türk filmlerini aramayan türk yoktur herhalde. Bende öyle yaptım ama Top 250'de bulamadığım türk filmlerini yine aynı sitenin  bottom 100 listesinde buldum. En kötü filmler listesi siz korkutmasın oradaki filmlerden 15 tanesini daha önce izlediğimi fark ettim. O kadar da kötü değiller aslında.

51. Çilgin dersane (2007)

8. Dünyayi Kurtaran Adam'in oglu (2006)

6. Emret komutanim: Sah mat (2007)

3. Keloglan kara prens'e karsi (2006)

Bir ara listenin 1. sırasında olan Celal ile Ceren filmiyse listede yok.

22 Ekim 2014 Çarşamba

Sakallıya IŞİD Yaftası


Suriye'nin üst bölgelerini, Irak'ınsa üçte birini kontrolü altında tutan, 1,5 milyon insanın göç sebebi, tecavüzcü, baş kesen, prospektüsü okumadan kullandığımız Işid'i artık hepimiz biliyoruz. Türkiye'ye çeşitli yan etkiler oldu Işıd'in. Ama bugünkü konum bu değil. Son zamanlarda dikkatimi çeken bir şey var. O da eskiden sakal uzatmış insanlara peygamberimizin de sünneti olması icabıyla bir dini bütünlük yakıştırılması yapılmasına karşın şu sıralar sakallı gördüğümüz insanlara bende dahil Işid'çi yaftasını yapıştırmamız. Genelde şaka olarak takılıyoruz ama bu zihnimizdeki sakallı adam görüntüsünü bile değiştiriyor. Ve ileride daha büyük sorunlara gebe olabilecek bir konu. Derdimi çok iyi anlatamasamda dikkatli olmayı öneririm.

Tuğla Testi


Az önce Facebook'ta bir arkadaşımın, arkadaşının ''Bu test içeren kağıt tam 18 yıldır çantamda duruyor. Gençlik iyi okuyun...'' yazısını beğenmesi üzerine bende 18 yıllık olmasına hayret ettiğim bu testi görmüş bulunmaktayım. Bu hayret sebebiyle internette küçük bir arama yaptım ve çok az (7) sitede (diğer arama kelimeleriyle 14 saydım) bulunuyor olması beni bu testi paylaşmaya iten bir başka sebep oldu.

20 Ekim 2014 Pazartesi

Mp3 Talihsizliğim


Şu sıralar ucuzluğu nedeniyle bu tip Mp3 çalarlar moda. Ama sorun şu ki çok sayıda marka bu tip üretiyor ve biz bunun farkında olmadan her biri aynı kalitede sanıyoruz. Bende bu hataya düştüm.Gittim ucuzlukçudan Kamal marka Mp3'ü 12,5 liraya aldım. Denemedim etmedim. Sadece sorun olursa geri verebilmek adına fişini alıp sakladım. Bende 16 Gb'lık hafıza kartı vardı. İçine bir şarkı atarak denemeye koyuldum. Ancak ne yapsam çalışıyor gibi gözüken Mp3'ten ses alamadım. Suçu hafıza kartına atarak annemlerden hafıza kartı istedim.16 Gb fazla geldi diye düşünmüştüm. Çeşitli aksiliklerle 1,5 hafta sonra 1 Gb hafıza kartı elime ulaşsada Mp3'te yine ses seda yoktu. Son olarak geri vermeyi düşünsemde 1,5 haftadır elimde tuttuğum Mp3'ü daha önce getirmememden dolayı benim bozduğumu düşünme ihtimallerinin ağır basması ve zaten saklamak üzere aldığım fişi kaybetmem bu düşüncenin anında kaybolmasına yol açtı. Buradan yola çıkarak arkadaşlar siz siz olun Mp3 alacaksanız içinde şarkı olan bir hafıza kartıyla denemeden almayın, ucuz etin yahnisi yavan olur bunu unutmayıp kaliteli bir şey alın ki uzun süre kullanasınız ve birde aldığınız şeylerin fişlerini sakın kaybetmeyin.

SEVGİLERLE

17 Ekim 2014 Cuma

Allah Versin



Dilencilere para ziyan etmemek için 10 sebep:

1)Çalışabilirler. Elleri ayakları tutupta numaradan sakat rolü yapan bir sürü dilenci var. Link

2)Poşetli Dede. Link

3)Eli ayağı tutmayanlarda zaten devletten maaş alıyor. Link

4)Dilenciye para vermek o kişiyi yine dilenmeye sevkedecektir.

5)Belediyelerden de yardımlar yapılıyor zaten. Link

6)Kur`an`da yasaklanmıştır. Link

7)Dilenciler gerçek ihtiyaç sahiplerini görmemizi engelliyor.

8)Dini duygularımızı sömürülüyor.

9)Link!!!!!!

10)Dünyanın en kolay para kazandıran mesleği.

Sonuç olarak bu küçücük hayır işinin insanın Allah'a karşı yerine getirmediği borçlarına karşılık bir avuntusundan başka birşey olduğunu düşünmüyorum. Bunun için (sadaka demiyorum) dilencilere para veriyoruz yine de bana göre.

Kaynaklar:

http://www.ohadiyorumm.com/tag/dilenci-karikaturu/

http://www.milliyet.com.tr/uzerinden-servet-cikti-/gundem/gundemdetay/15.09.2008/991452/default.htm

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27295708.asp

Büyük Leylek Derbisi


Ülkemizde onlarca çocuğu olan kadınlar akla gelince bu haber ilginç gelmeyebilir aslında. Ancak Kanadalı bir avukatın başlattığı bu yarışma, tarihteki en saçma yarışmalardan birisi olarak anılmaya devam ediyor. Toronto'lu avukat Charles Vance Millar vasiyetine mirasının büyük bir bölümünü 10 yılda en fazla bebeği doğurmuş olan kadına vereceğine dair bir madde ekletti. 31 Ekim 1926’da ölümünün ardından yaşanan 10 yıl, Kanada’da “Büyük Leylek Derbisi” olarak anılıyor.

Sonuç olarak 4 kadının her biri, 125 biner doların sahibi oldu. O zaman için çok büyük bir para olan bu meblağı kazanmak için her biri de 9 çocuk doğurmuştu. Yarışmaya başvuran başka 2 kadın aslında 10 çocuk doğurmuştu, ama ödül hukuki sebeplerden ona verilmedi. Bir başka kadının ise evlilik dışı olarak doğurduğu birkaç bebeği bulunuyordu ama, Toronto yasalarına göre vasi aksi bir şey belirtmediği takdirde, miras yalnızca evlilik içi doğan çocuklara paylaştırılıyor. Bir başka kadın ise, 2 ölü doğan bebeği olmasına rağmen yarışmaya katıldı ama bu kadınların da hiçbirisi eli boş dönmedi. Kadınların her birine 12.500 dolarlık “teselli ödülü” dağıtıldı.

Kaynaklar:

http://www.blogto.com/city/2012/02/the_strange_tale_of_the_toronto_stork_derby/

15 Ekim 2014 Çarşamba

Bir Notada Filistin İçin


Piyanist filmini izledim. Yahudi bir piyanist olan Wladyslaw Szpilman'ın hayatta kalma mücadelesini anlatıyor diyerek genelleyebilirim filmi. Dini inancı ne olursa olsun kimsenin yaşamaması gereken şeyleri yaşıyor Wladyslaw. Tıpkı şu an Wladyslaw'ın soyundakilerin Filistin'deki Ahmed'lere Muhammed'lere yaşattığı gibi. Filistin'deki acıları anlatan daha bu kadar ünlü bir film yokken soruyorum acaba Filistin'i düşündünüz mü bu filmi izlerken? Ya da Suriye'yi?

Kaynaklar:

http://foto.internetara.com/?a=filistin+katliam&id=200361

http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/128025/nazi-subayi-ile-piyanistin-karsilasmasi-the-pianist

14 Ekim 2014 Salı

İşte Bu Yüzden Kaybettik



Türkiye, Letonya'yla berabere kalarak erken final yapmış oldu. Bunun teknik sebepleri araştırılır elbet. Ancak asıl sorun A Milli takımımızım medya tarafından şişirilmesiyle oluşun balonun elimizde kalmasından başka bir şey değildi. Bu haberdeki örnekte olduğu gibi. Üstten bakmamayı umarım buradan bir ders olarak alır, her rakibe saygılı olunması gerektiğini öğreniriz.

Kaynaklar:

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/27377529.asp

112'nin Anlamı


Sembollerin anlamlarını işlediğimiz bir günde Abdulkerim hocamdan öğrendiğime göre 1 kişinin hayatının eğer 12 dakika içinde o kişiye ulaşılabilirse kurtulma ihtimali %80'miş. 112 buradan geliyor.

12 Ekim 2014 Pazar

Ünlüyse Ünlü Kardeşim



Milliyet.com.tr den aldım bu haberi. Esra Akkaya'yı şoke eden kaza, eşiyle olay yerinden geçerken gördü, ünlü oyuncu yardımına koştu diyerek; 11 yaşındaki bir çocuğa araba çarpması haberinin bir magazin haberiymiş gibi sunulması açıkçası zoruma gitti. Ünlü oyuncu yardıma koştu diyerek zaten herkesin yaptığı yapması gerektiği insanlık görevini yapan bir insanın oradaki diğer yardımsever vatandaşlardan ayrılması hoşuma gitmedi.Uzun lafın kısası Ünlüyse Ünlü kardeşim o da bir insan sonuçta yardım etmesi değil asıl yardım etmemesi gibi bir durum haber olmalıydı bana kalırsa.

Kaynaklar:

http://www.milliyet.com.tr/esra-akkkaya-yi-sok-eden-kaza-gundem-1951151/