Yazı
Ve şairler boyuna kime yazarlar
Yıkılmış köprülerin başında
Ürkmüş boşluktan biri inliyorsa
Ve şairler onlara geldimlere yazarlar
Kitapta birde unutulmak korkusu sezdim. Bizi yazdıklarımız hutırlatır diyen adam, kitaplarda sadece doğum ve ölüm yılları arasına isminin sıkışmasından korkuyordu. Bir ömürlük yaşamın 3-5 kitap ismine sığdırılmasına içerlemişti sanırım. Kitaplarda Ölmek ve Meddah İsmet adlı şiirleri bu etkide yazılmıştı muhtemelen.
Kitaplarda Ölmek'ten
O şimdi kitaplarda bi isim, bir soyadı
Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları
Bu yüzden yazmayacağım ne zaman doğduğunu, öldüğünü sadece kitaptan, şiirlerinden, fikirlerinden bahsedeceğim. Toplumdaki derde dertlenen bir şair izlenimi gördüm ben bu kitapta. Bazı yerler çok yalındı, ne anlatılmak istwniyorsa oydu. Bazılarıysa daha karmaşık bir şeyi anlatıyordu. Nitekim hayatına baktığımda; şairin başlangıçta anlatma öğesi taşıdığını, 1945 sonrası ose kendini kolay ele vermeyen anlaşılması daha zor şiirlere yöneldiğini gördüm. Nitekim Türkiye Atlası adlı şiiri sanki kapitalizme savurduğu bir darbe gibiydi.
Türkiye Atlası
Kimi dev yatırım, özel sektör
Kimi dağ köylerinde çerçi olduğu
Yükselir bir yapı gökdelen binlerin
Onda bir görünmez harcı olduğu
Koltuk altında haç kimiler
Varmadan bir kutba, geçmeden bir çölü
Çoklayın, düzen kocalarının
Ne de kolay hacı, hancı olduğu
Ve çiler yazarlar, makara çekerler
Binlerin o birlere borcu olduğu
Behçet Necatigil'den öğrenecek çok şeyim var belliki. Ben de ara sıra şiir yazmaya çalışırım. Ancak daha önce yazdığım şiirler hep hece ile son ses uyumu ile oldu. Hiç şiir kitabı okumadan düz bir şekilde yazdım. Ancak artık bir hoca belirlemenin vaktinin de geldiğini biliyorum. Bu yüzden şiir kitaplarına yeni yeni bir ilgim var. Ve görüyorum ki benim yazdığım dışında çokta farklı türler varmış. Bu kitapta da onlardan birini buldum.
Behçet Necatigil aynı zamanda kare şiir diye bir türün başlatıcısıymış. Kare şiir tek bir okunuştan sıyrılmış aşağı yukarı ve farklı knbinasyonlarla okunabilen bir şiir. Şair bu yöntemle sözcüklerden farklı anlam dizileri oluşturmayı hedeflemiş. Savaş şiiri bu yöntemle yazdığı ilk şiir. 5 mayıs 1970 salı/evde bu biçimde ilk şiir budur notuyla anlayabiliyoruz.
Savaş
Sinerek çukurlara uçuşurken ne fena
sinekler zehiryeşili
korkulu bekliyorum
bilmediğim bir emir almışım gelmişim
çöllere yollar cesetler çürürken
giderek daha can sırtıma kaç can.
Şair şiiri hakkında 1961'de yaptığı bir konuşmada “Ben mum alevinde pervane gibi hep aynı odaktan yazdım şiirlerimi. Ev ve her günkü yaşamalar... Toplumun ve imkanlarımın bana bağışladığı dar dörtgende gözlerimi her açtığımda karşımda büyük şehrin orta-fakir sınıf ev, aile çevrelerini buldum. Benim bugüne kadar vermek istediğim gerçekler, hiçbir zaman bu sınırların ötesinde olmadı,“ diyor. Eski Sokak adlı kitabı herkese tavsiye ederim. Benim en sevdiğim şiirse Filigran oldu.
Filigran
Kimi kağıtlar
Aydınlığa tutsanız
Çizgi, resim, bir şekil
Ya da gizli mürekkeple yazılmış
Boş görünen sayfa
Okunur ısıya yaklaştırınca
Kimi şiirler
Okunur arkasında
Kendi ateşiniz varsa