Seyyar Tayyar'ca yazdığım bu yazımda makyaj ve kamuflaj ilişkisiyle beraber makyaj kelimesinin tarihsel ve içeriksel gelişimini incelemek istiyorum.
Nedense makyaj deyince benim aklıma kamuflaj geliyor. Belkide
kardeş kelimelerdir. Ve hatta bunun üzerine birkaç teorim var bunları paylaşmak
istiyorum.
Yıllar Önce Makyaj
İnsanlar yıllar yıllar önce beslenmek için hayvan avlarına
çıkarlardı. Bu avlarda ise yüzlerine çamur sürer ve kendilerini kamufle etmeye
çalışırlardı. Şimdilerdeyse erkeklerde de var ancak daha çok kadınlar bir
şeyleri (mesela makyaj sivilceleri göstermez veya kırışıklıkları azaltır)
kamufle etme çabasında. Kamuflajdaki kamu sözcüğü topluluksal çünkü toplu
şekilde avlanılırdı. İnsanın bireyselleşme sürecinde bence bu kamu olmuş
makyaj.
Doğal güzelliği saklayan ve bazende yapay bir güzellik
sağlayan makyaj yıllar önce de hayvanların gözlerini bu şekilde boyar ve onları
kendi ağlarına çekene kadar bu gizeme devam ederdi.
Şimdilerde Makyaj
Şimdilerdeyse aynı kirli oyunlar biz insanlar üzerinde
oynanmaya hala devam ediyor. Etrafımızdaki kadınlar güzellik sevdası makyaj ve
sahtelik dolu. Genelde filmlerden etkilenen bir nesil doğal olmayı unutur hale
gelmiş. Buna inanmıyorsanız bir etrafınıza bakın. Makyaj kelimesinin bir
mutasyon halini etrafınızda görecek bu kelimenin kamuflajla arasındaki
ilişkinin hala devam ettiğini sezeceksiniz.
Çevrenizdeki bayanlarda adeta dünyadaki son kadın benim
kibrini görecek ve hayret edeceksiniz. Yeni bir bayanla tanışmak isteyipte bu
bilindik terslemelerden yaşayanlar bunu daha rahat anlayacaklardır. Bu
bayanların evlerindeki halleri ise bir o kadar karşıt bir haldedir. Ama bu
doğal ve samimi hallerine de ulaşmak bir o kadar zor. Tüm bunlara karşın
yine filmlerdeki aşkları görüpte bunlara özenen de yine bu nesil. Kimseye şans
vermiyor ve bir yandan da yalnızlıktan sıkkın, evinde doğal dışarıya karşı ise
yapay, birilerine güvenmek istiyor ama herkesi güvenilmez buluyor.
Tek kelimeyle makyaj!
Sorunun Temeli
Ben bunların temelinde popüler kültürü ve onların
getirdiklerini görüyorum. Popüler kültür öğretileriyle popüler tek tiplemeler
oluşturumaya çalışılıyor ve bu her türlü yayın organıyla bizlere dayatılıyor.
Örneğin güzellik için getirilen 90 60 90 kriteri. Ancak bu demek değilki
makyajı kamuflajla kaynaştıran popüler kültürdür. Popüler kültür sadece
şekilsel olarak makyajı oluşturmuştur. Ancak popüler kültüre özenmeyle makyajı
kabullenen toplumda bunu kamuflaja dönüştüren şey toplumun kendisidir.
Erkeklere Etkisi
Şimdiya kadar bu konuda birazda makyajın sözlük anlamından
kaynaklı olarak bayanlara fazla yüklendim. Ancak makyajdan tek etkilenen
bayanlar değildir. Erkeklerde bir o kadar suçlu ve makyajlıdır. Sözleri, giyim
tarzı ve saç baş bakımıyla bir çok konuda yapaydırlar. Yine kamuflaj etkisine
gelicek olursak erkeklerde de evindeyken, erkek arkadaşlarlayken ve bayan
arkadaşlarlayken diye farklı yapaylıklar oluşmuştur. Mesela evinde anne ve
babasıylayken en doğal haliyle görebilirsiniz bir erkeği. Gayet saygılı ve
düzgün bir insan karşınıza çıkar. Evde ne giydiğinin de bir önemi yoktur. Erkek
arkadaşlarla birlikte olduğunda ise kabalık ve küfür hiç eksik olmaz bir
erkeğin dilinden, onlarlayken ayrı bir yapaylığı vardır ancak kıyafet olarak ne
giydiğinin yine bir önemi yoktur. Ancak erkeğin en yapay hali kız arkadaşlar
birlikte olduğu halidir. Kıyafetlerine, saçına başına çok dikkat eder,
küfürsüzde konuşulabileceğinin bir kanıtı adeta son hava bükücü kadar macaralı
biri gibidir. Avının hoşuna gidecek tarzda konuşur çokça da yalan söyleme
ihtimali vardır. Aslında düzgünlük potansiyeli varken popüler etki onu cinsiyet
tabanlı işler ve kamuflajlara yönlendirir.
Sonuç Olarak
Yıllar önceki hayvanlara karşı olan bazen korkudan yapılan
bazense avlanmak için yapılan kamufle işlemi yıllar sonra dahi bir gende
taşınmış ve insanları bazen korkudan bazense avlanmak için yapay davranışlar
sergilemeye zorluyor.
(Yazıda aşırıya kaçmış örnekler kullanmış veya yaptığım
eleştirileri biraz ağır kaçırmış olabilirim ancak bilinmelidir ki bu yazı
somuttan daha çok soyuta dikkat çekilmek için yazılmıştır. Bu sebeple olası
tutarsızlık ve aşırılıklarla birlikte dar kapsamlı anlatımın da soyut anlamda
bir etkisi yoktur.)