Genel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Genel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2015 Cuma

Pazar Arabası Testi

Ellerin arkada kolaylıkla birleşmeyeceği büyüklükte bir sırt çantası taktığınızı ve aynı zamanda sağ elinizde bir pazar arabasını çektiğinizi varsayarsak:

Pazar arabasını sağ elinizden sol elinize geçirmek istemeniz durumunda

Eğer

a) İki elinizi zor olsada arkada birleştirerek pazar arabasının yerini değiştiriyorsunuz, çok inatçısın ve bildiğiniz yoldan dönmeyen birisiniz.

b) Pazar arabasını durdurup arabayı diğer ele geçirip yola devam ediyorsanız, mantıklı birisiniz ve düşünmeden karar almıyorsunuz demektir.

c) Pazar arabasının yerini değiştirmek için yürümenizi durdurmadan kendi etrafınızda saat yönünde bir tur attıysanız ve bu şekilde pazar arabasını sol elinize getirdiyseniz, siz amaca giden yolda farklı yöntemler uygulayabilen yenilikçi birisiniz.

Bkz. Çocukluk Testi

14 Mart 2015 Cumartesi

Türk Marşı


Bu yazıya Mozart'ın Türk Marşı'nı neden yazdığından bahsederek başlayacaktım ki Bethoveen'ın da Türk Marşı adında bir eseri olduğunu öğrendim. Sonrasında bunları buraya derlemeye karar verdim.

Şimdi 3 Tane Türk Marşı paylaşacağım.

1) Mozart'ın Türk Marşı

Wolfgang Amadeus Mozart, Türklerin Avrupa'da hayranlık uyandırdığı yıllarda mehter marşından esinlenerek bu besteyi yazmıştır. 11 numaralı la majör piyano sonatının 3. bölümünde "Ronda alla Turca" (Türk usulü rondo) ismiyle yer alan eser hala devletin bir çok özel davetinde kullanılmaya devam etmektedir.

İlber Ortaylı bir televizyon programında Türk Marşı'nı Abdulhamit'in sipariş ettiğini iddia etmiştir. Ancak bu iddiasını destekleyen herhangi bir kanıt bulunmamakla birlikte, kendisi de polemik yaratmamak açısından iddiasını kanıtlamaya girişmemiştir.

2) Bethoveen'ın Türk Marşı

Ludwig Van Beethoven'da yine aynı şekilde mehter marşından etkilenmiş ve kendi Türk Marşı'nı yazmıştır. Mehter etkisinin açıkça görülebildiği Türk Marşı, Bethoveen'ın 1809 yılında yazmış olduğu Re Mojör Piyano Varyasyonları'ndan uyarlanmıştır. Bethoveen Türk Marşı'na (Turkish March'a) The Ruins of Athens (Atina Harabeleri) adlı arya, koro ve Türk Marşı gibi 8 bölümden oluşan eserinde 1 bölümü Türk Marşı'na (Turkish March'a) ayırarak yer vermiştir. Atina Harabeleri'nin 8 bölümünden Türkiye'de Türk Marşı hariç hiçbiri sergilenmemiştir.

Turkish March Beethoven (part of Op. 113 No. 4): Die Ruinen von Athen (The Ruins of Athens)

3) Ceza'nın Türk Marşı

Rap sanatçısı Ceza 2012 yılında Mozart'ın Türk Marşı'na söz yazarak birde klip çekmiştir. Tabi ki Türk Marşı'na tek söz yazan Ceza değildir ancak sözlerinin hiç duraksamaması onu diğer söz yazanlardan ayırır. Bir de Türkçe olması zaten bizi bizden alır bir özelliktir. Bunun dışında söyleyebileceğim başka bir şey yok.

1 Mart 2015 Pazar

Kamuflaj Mı? Makyaj Mı?



Seyyar Tayyar'ca yazdığım bu yazımda makyaj ve kamuflaj ilişkisiyle beraber makyaj kelimesinin tarihsel ve içeriksel gelişimini incelemek istiyorum.

Nedense makyaj deyince benim aklıma kamuflaj geliyor. Belkide kardeş kelimelerdir. Ve hatta bunun üzerine birkaç teorim var bunları paylaşmak istiyorum. 

Yıllar Önce Makyaj

İnsanlar yıllar yıllar önce beslenmek için hayvan avlarına çıkarlardı. Bu avlarda ise yüzlerine çamur sürer ve kendilerini kamufle etmeye çalışırlardı. Şimdilerdeyse erkeklerde de var ancak daha çok kadınlar bir şeyleri (mesela makyaj sivilceleri göstermez veya kırışıklıkları azaltır) kamufle etme çabasında. Kamuflajdaki kamu sözcüğü topluluksal çünkü toplu şekilde avlanılırdı. İnsanın bireyselleşme sürecinde bence bu kamu olmuş makyaj. 

Doğal güzelliği saklayan ve bazende yapay bir güzellik sağlayan makyaj yıllar önce de hayvanların gözlerini bu şekilde boyar ve onları kendi ağlarına çekene kadar bu gizeme devam ederdi.

Şimdilerde Makyaj

Şimdilerdeyse aynı kirli oyunlar biz insanlar üzerinde oynanmaya hala devam ediyor. Etrafımızdaki kadınlar güzellik sevdası makyaj ve sahtelik dolu. Genelde filmlerden etkilenen bir nesil doğal olmayı unutur hale gelmiş. Buna inanmıyorsanız bir etrafınıza bakın. Makyaj kelimesinin bir mutasyon halini etrafınızda görecek bu kelimenin kamuflajla arasındaki ilişkinin hala devam ettiğini sezeceksiniz.

Çevrenizdeki bayanlarda adeta dünyadaki son kadın benim kibrini görecek ve hayret edeceksiniz. Yeni bir bayanla tanışmak isteyipte bu bilindik terslemelerden yaşayanlar bunu daha rahat anlayacaklardır. Bu bayanların evlerindeki halleri ise bir o kadar karşıt bir haldedir. Ama bu doğal ve samimi hallerine de ulaşmak bir o kadar zor. Tüm bunlara karşın yine filmlerdeki aşkları görüpte bunlara özenen de yine bu nesil. Kimseye şans vermiyor ve bir yandan da yalnızlıktan sıkkın, evinde doğal dışarıya karşı ise yapay, birilerine güvenmek istiyor ama herkesi güvenilmez buluyor. 

Tek kelimeyle makyaj!

Sorunun Temeli

Ben bunların temelinde popüler kültürü ve onların getirdiklerini görüyorum. Popüler kültür öğretileriyle popüler tek tiplemeler oluşturumaya çalışılıyor ve bu her türlü yayın organıyla bizlere dayatılıyor. Örneğin güzellik için getirilen 90 60 90 kriteri. Ancak bu demek değilki makyajı kamuflajla kaynaştıran popüler kültürdür. Popüler kültür sadece şekilsel olarak makyajı oluşturmuştur. Ancak popüler kültüre özenmeyle makyajı kabullenen toplumda bunu kamuflaja dönüştüren şey toplumun kendisidir.

Erkeklere Etkisi

Şimdiya kadar bu konuda birazda makyajın sözlük anlamından kaynaklı olarak bayanlara fazla yüklendim. Ancak makyajdan tek etkilenen bayanlar değildir. Erkeklerde bir o kadar suçlu ve makyajlıdır. Sözleri, giyim tarzı ve saç baş bakımıyla bir çok konuda yapaydırlar. Yine kamuflaj etkisine gelicek olursak erkeklerde de evindeyken, erkek arkadaşlarlayken ve bayan arkadaşlarlayken diye farklı yapaylıklar oluşmuştur. Mesela evinde anne ve babasıylayken en doğal haliyle görebilirsiniz bir erkeği. Gayet saygılı ve düzgün bir insan karşınıza çıkar. Evde ne giydiğinin de bir önemi yoktur. Erkek arkadaşlarla birlikte olduğunda ise kabalık ve küfür hiç eksik olmaz bir erkeğin dilinden, onlarlayken ayrı bir yapaylığı vardır ancak kıyafet olarak ne giydiğinin yine bir önemi yoktur. Ancak erkeğin en yapay hali kız arkadaşlar birlikte olduğu halidir. Kıyafetlerine, saçına başına çok dikkat eder, küfürsüzde konuşulabileceğinin bir kanıtı adeta son hava bükücü kadar macaralı biri gibidir. Avının hoşuna gidecek tarzda konuşur çokça da yalan söyleme ihtimali vardır. Aslında düzgünlük potansiyeli varken popüler etki onu cinsiyet tabanlı işler ve kamuflajlara yönlendirir.

Sonuç Olarak

Yıllar önceki hayvanlara karşı olan bazen korkudan yapılan bazense avlanmak için yapılan kamufle işlemi yıllar sonra dahi bir gende taşınmış ve insanları bazen korkudan bazense avlanmak için yapay davranışlar sergilemeye zorluyor.

(Yazıda aşırıya kaçmış örnekler kullanmış veya yaptığım eleştirileri biraz ağır kaçırmış olabilirim ancak bilinmelidir ki bu yazı somuttan daha çok soyuta dikkat çekilmek için yazılmıştır. Bu sebeple olası tutarsızlık ve aşırılıklarla birlikte dar kapsamlı anlatımın da soyut anlamda bir etkisi yoktur.)


28 Şubat 2015 Cumartesi

Çocukluk Testi


Genelde marketlerde,sokaklarda vs. yerlerde engelliler ve bebek arabaları için yapılmış bazı akla zarar rampalar vardır. Bu rampalar içerdiği eğimle gerçekte amacının ne olduğu gibi sorular türetir beynimizde. 

Çocukken çoğumuz (genelde merdivenlerin yanında olur bu rampalar) merdivende yürümek yerine rampadan tırmanmaya, hatta aşırı eğimli olanlarda bu konuda yarışmaya ve hatta kaygan olanlardan ayaklarımızın üstünde kaymaya çalışmışızdır. Her çocuğun böyle bir anısı vardır.

Yine bir gün bu rampalardan gördüğümde bu rampaların gerçek amacını buldum. Aslında bu rampalar insanın içindeki çocuğun hala yaşayıp yaşamadığını ölçen test mekanizmalarından başka bir şey değil. 

Çocukluk Testi

Eğer yaşınız ne olursa olsun karşınıza bir rampa çıktığında hala içinizden merdiven yerine o rampadan çıkmak geçiyorsa içinizdeki çocuk ölmemiş demektir. Geçmiyorsa ölmüş demektir.

A) Eğer içinizdeki ses oradan çıkmanızı istiyor ve siz onu dinlemiyorsanız. Etraftaki insanlardan etkileniyorsunuz ve rahat biri değilsiniz demektir. Büyük ihtimalle de yalnız kaldığınızda çocukça şeyler yapıyorsunuzdur. Çocukluğunuz ölmemiş ama siz büyümüşsünüz.

B) Eğer içinizden gelen sesi dinleyip o rampayı çıkıyorsanız. Size diyecek lafım yok. Siz hayatı dilediğiniz gibi yaşıyorsunuz. Çocukluğunuz ölmemiş ve de pekte büyümek istemiyor ciddi konulardan sıkılıyorsunuz demektir.

C) Ve son olarak eğer bir rampa gördüğünüzde içinizden rampaya karşı bir ses gelmiyorsa. Çocukluğunuz ölmüş ve büyümüşsünüz demektir. Siz artık duygularınız yerine mantığınızı kullanıyorsunuz. Ve belki de hayattaki bazı şeylerden sıkılmaya başladınız.

Yazının başında bir rampadan çıkarak bir test ve tespit silsilesi oluşturacağımı gerçekten bilmiyordum. Her şey anlık gelişti. 

Şimdi sizlerden istediğim hangi kategoriye girdiğinizi yazmanız ve kendi kategorinizi değerlendirerek teste katkıda bulunmanız. Şimdiden yorumlar için teşekkür ediyorum.


27 Şubat 2015 Cuma

Seyyar Tayyar ve buluşları


Çocuklar Duymasın'la tanıdığımız Seyyar Tayyar karakterinin patladı gitti sözü gerçekten de patladı gitti. Ünlü türk mucidi Sayyar Tayyar hem bir mucit. Hem de yediğimiz içtiğimiz herşeyde imzası var. Ne var ki kıymeti bilinmiyor.

İnternetteki Seyyar Tayyar icat ve buluşlarını sizler için derledim. Bu seferlik düzenlemeler hariç copy paste oldu. Ancak ileride buradaki liste haricinde videolardan derlemeler yapılıp konu özgünleştirilecektir.

Kitabın İcadı
Efendum..Bir gün okuldaydık. Öğretmenım dersi anlatıyor. Biz de deftere yazıyoruz. Neyse yazdık geldik eve. Ben dedim bu böyle olmaz biz çok yoruluyoruz. Efendıııımmm. Aldım bandı defterden sayfaları kopardım koydum üst üste banladım. Baktım bu güzel oldu bir sayfa açtım ki kit diye ses geldi baktım. Bir şey yok dedim olsun bunun adı kit deyiş o deyiş patladı gitti… Oldu sonra kiti kita kitab kitap…

Ayakkabının İcadı
Efendum… Bir gün otururduk. Kahvede. Baktım herkes ayağına giymiş çorap öyle gelmiş. Dedim ula bre. Siz üşümediniz mi? Dediler ki ne yapalım be bir şey yok n’apalım. Ben hemen gittim eve. 2 çorabı koydum iç içe. Koydum onları sobanın üstüne o orada kurudu. Tam alacaktım ki o düş kabın içine hemen kabın içinden aldım. Allah tan kapta bir şey yoktu. Dedim olsun bunun adı Ayakkabı. Deyiş o deyiş patladı gitti…

Fenerbahçe'nin Kuruluşu
Efendum… Ben küçükken mahallede arkadaşlarla takım kurup maç oynardık. Bir gün akşam oynamaya karar verdik… Baktık elektrik kesildi ben hemen eve gidip fener aldım. Hemen bahçeye çıkıp oynadık. Dedim artık takımımız adı olsun FenerBahçe deyiş o deyiş patladı gitti… 

Çiğ Köftenin Bulunuşu
Efendum… Bir gün arkadaşlar otururduk. Bir arkadaşda köfteyi hazırlamış pişirecekti. Neyse şansa tüp bitti. Ben dedim ki bre be ben bunu pişirecem dedim. Başladım eti yoğurmaya içine pul biber koydum. Baktım etin tadı güzel dedim gördünüzmü oldu. Be. Çiğ köfteden oldu size köfte dedim olsun bunun adı Çiğ Köfte... Deyiş o deyiş. Patladı gittti.

Kazandibinin Bulunuşu
Benim bir arkadaş vardı. İsmi Ali’ydi. Biz de bu Ali!ye dipsiz ali derdik. Çünkü Ali ne yerse yesin dibini’de sıyırırdı. Efendim. Neyse bir gün bu alinin fabrikasına gittik. Bunun fabrikasında tatlı yapılırdı… Baktım süt kazanı kaynamış. Üstünde bir şey var. Neyse adamlar şeker kazanını getirirken kazan devril düş süt kazanına. Sütü boşaltırken bir baktık. Süt kazanının dibi bir şey tutmuş. Tadına baktım. Çok güzel. Dedim ula dipsiz Ali, olsun unun adı Kazandibi Deyiş o deyiş patladı gitti.

Pilavın Bulunuşu
Efendum… Bir gün evde anamla oturuyorduk… Anam bana dedi. Seyyar git dışarı bana pirinç al. Neyse anam da bunun yeni çıktığını duymuş. Gittim aldım. Geldim. Efendim. Anam nasıl pişircek bilmiyor bre… Hemen ben attım bunu yağa. Baktım bir şeyler oluyor. Bende su içiyordum. Su elimden kay dökül pirince. Anamda dedi ki piii gitti bee lav gibi oldu. Ben de dedim bunun adı olsun Pilavı. Deyiş o deyiş patladı gitti. Tabi bu pilavı diye diye oldu PİLAV.

İğnenin Bulunuşu
Bir gün evde otururuz otururken ayağıma birşey battı ‘bu neeee’ diye bağırdım. Ne ne ne ne diye diye oldu sana İĞNE. Deyiş o deyiş patladı gitti.

Yoğurdun Bulunuşu
Efendum... Yoğurdu da ben buldum. Bundan yıllar yıllar önce rahmetlik anam sütü dolaba koymuş. Dolapta da donmuş. Anam bu yenmez artık diye tam atarken dur dedim. Ana yenir o. Yendi. Ben yedim. Buna bi isim bulmak lazım dedi anam. Ben dedim tayyor.. tayyort.. yoğurt patladı gitti

Oksijen Tüpünün İcadı
Efendum... Oksijen tüpünü de ben buldum. Bana dediler ki uzayda hava yok. O zaman oksijenle gidin dedim. Kafanıza bir tüp geçirin dedim. Ona oksijen yükleyelim dedim. Adı da oksijen tüpü olsun dedim. Deyiş o deyiş. Patladı gitti.

Facebook'un Bulunuşu
Facebook'u İlk Ben buldum Önceden Adı Tayyarbook' tu. Döndü dolaştı Facebook oldu.

Okeyin Bulunuşu
Arkadaşlarla 5 tas oynuyorduk, biri anlamıyordu. Ben ona anlattım. Sonra tahtaya dizdim. Anladın mı dedim. OKEY dedi. O günden bugüne OKEY patladı gitti.

Elma Çayının Bulunuşu
Kızım cay içmiyordu. Hanıma sordum. Bu kız en çok neyi sever? Elma dedi. Bende elmayı soydum,  kuruttum çay olarak içirdim. Adına da elma çayı dedim. Deyiş o deyiş. Patladı gitti.

Sucuklu Yumurtanın Bulunuşu
Efendum... Sucuklu yumurtayı da ben buldum. Eskiden sucuğu yalnız pişiriyorlardı. Bi gün efendum ben yine sucuk pişiriyordum. Yanlışlığınan yumurtayı sucuğun içine düşürmüşüm. Düşüş o düşüş. Patladı gitti.

Haydarinin Bulunuşu
Efendum... Haydari'nin gerçek adı Tayyari'dir. Eskiden Haydar adında utanmaz bir lokantacı vardı. Tayyari'yi benden gördü. Hemen ismini Haydari koydu ve yaydı.

Devamı gelecek....

Kim Bu Halil İbrahim !


Bugünkü merak konum bu oldu. "Kim lan bu Erol Egemen" der gibi bir giriş yaparak, daldım konuya. Sofrası olan bu adam kim olabilirdi amaçsızca bir merak işte.

Konuya bu kadar pat diye giriş yapmışken hemen söyliyim ha.. Burada bir değil iki tane Halil İbrahim'den bahsediyoruz. Şimdi diyeceksiniz 1'i yetmedi 2'ncisi nereden çıktı başımıza. Vallaha bende bilmiyorum. Nereden yazmaya başladıysam şu yazıyı. Çıkıverdi işte. Velhasıl kelam konumuza gelecek olursak:

İki Halil İbrahim var ki:

1.si canımız ciğerimiz vadinin mert karakteri Halo dayımız. O ki nice mafyalara kafa tutmuş o ki racon kesmenin kitabını yazmış. Yeri gelmiş Polat'a bile sıkmış. Hatta adına türküsü bile var. Tesbihiyle aklımıza kazınmış efsane bir karakterdi Halo dayı. Yaslan be Halil İbrahim diyen o türküsüyle gönlümüzde yer etti.



 2. Halil İbrahim ise biraz geçmişten. O bir (Halil) Allah dostu. O Allah'ın insanlara gönderdiği bir elçisi. O Hz. İbrahim Aleyhisselam. Sofralarıyla konuk severliğiyle ünlü. Çok cömert ve ikramı sevdiği için yemek dualarında ismi geçer. Allah Halil İbrahim sofrası nasip etsin der dua edenlerimiz. Kur'an'da 25 surede 69 defa adı geçer. "Ulü'l-azm" denilen büyük peygamberlerden biridir. Babillilere gönderilmiştir. Babillilerse putpersttir. Bir anektod olarak Hz. İbrahim (As.) babillilerin putlara yemek bırakıp eğlnmeye gittikleri bir gün babildeki tüm putları kırmıştır. Eğlence'den geri dönen Babil halkı bu durumu görünce bu işi sadece Hz. İbrahim (As.) 'ın yapmış olabileceğini düşünürler. Ve Hz. İbrahim (As.) 'ın yakılarak öldürülmesine karar verilir. Bu noktada Allah (C.c) ateşe emir verir "Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve zararsız ol!" (Enbiyâ, 21/69). İbrahim (As.) ateşe atılır ve ateş onu yakmz. ateş zamnla gül bahçesine dönüşür ve Babilliler bahçenin ortasında Hz.  İbrahim (As)'ı capcanlı olarak görürler. Hz. İbrahim için yazılan "Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına" şarkısını çoğumuz biliriz.



(Sıkıcı bir metin yerine böyle bir dili tercih ettim. Konuda bir peygamber'den bahsettiğim için hassasiyetli bir konu ve bir hatam varsa nazikçe uyarılmayı rica ediyorum.)

Musa Eroğlu - Halil İbrahim Şarkı Sözleri:

Dağda kızıl ot biter
İçinde keklik öter
Eşkıyadan da beter
Uslan be Halil İbrahim

Kıvırcık saçlarına
Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına
Yaslan be Halil İbrahim

Derede su durulur
Dal köprüler kurulur
Elli yerine vurulur
Aslan be Halil İbrahim

Kıvırcık saçlarına
Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına
Yaslan be Halil İbrahim

Müfreze dağı sarar
Dağda kaçaklar arar
Geçit vermez kayalar
Hızlan be Halil İbrahim

Kıvırcık saçlarına
Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına
Yaslan be Halil İbrahim

Barış Manço- Halil İbrahim Sofrası Şarkı Sözleri:

İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına 
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına 
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına 
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına 
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına

Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Buyurun dostlar buyurun

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok

20 Şubat 2015 Cuma

Ücretsiz Eğitim ve Sertifika Programları 2015

Kendini geliştirmek isteyenler ya da akademik kariyer yapmak isteyenler toplanın bakalım. Kendim için araştırdığım ücretsiz katılabileceğiniz sertifika programlarını erişiminize sunuyorum. Siteler hakkında fazla detaya girmeyerek sadece deneyimlerimi paylaştığım yazıda diğer bilgileri kendinizde arayıp bulabilir ya da yorum kutusundan medet umabilirsiniz.

1) http://www.ppd.com.tr/

Psikologlar ve psikiatristler derneğinin düzenlediği eğitimlerde çok çeşitli konular var. Katılmak içinse sadece en az 1(bir) ytardımcı kitap almanız gerekiyor. Katılımcılardan internetten yaptıkları başvuru sonrası, telefonla aranarak onay isteniyor. Onay verilmesi halinde başvuruda belirtilen adrese 1 yardımcı kitap ve 1 adet üzerinde eğitimleri alacağınız adresin ve giriş bilgilerinin yer aldığı katılım belgesi geliyor. Sertifikanızı alabilmeniz için eğitimi başarıyla tamamlayarak, size gönderilen yardımcı kitaptan bir özet hazırlamanız ve sonrasında gireceğiniz sınavda yüzde 70 başarı sağlamanız gerekiyor. İlk sınav hakkınızda başarılı olamazsanız ek 2 hakkınız daha var.

Artıları: Kargoyla gelen sette ek olarak Psikolojim dergisi de vardı. Alınan sertifika birçok yerde geçerli.
Eksileri: Katılım belgesini aldığınızda eğitime hemen başlayamıyor belgede yazan tarihte sisteme giriş yapabiliyorsunuz. Ayrıca kargoda size ait.

2) http://www.newsu.org/tr/courses/intl

Poytner'in düzenlediği bu eğitimleri bitirdim ve çok faydasını gördüm. Şiddetle tavsiye ederim. Bu eğitimler 2014 yılında Poytner'in yurt dışı bursu programı kapsamında yapıldı ve 10 kişi tam burslu 10 kişiyse sadece yemek ve konaklama ücretlerini ödemek kaydıyla yurt dışında 1 hafta eğitim aldılar. Ama ne yazık ki şu an böyle bir durum söz konusu değil. NewsU'da şu an için 4 Türkçe eğitim yer alıyor. Sertifika almaya hak kazanmak için bu 4 eğitimi tamamlamanız ve her birinden gireceğiniz sınavlarda 80 üzeri not almanız gerekiyor. Sınavlar 20 soruluk ve her sınav için 3 deneme hakkı bulunuyor. 3 gün içinde bitirmiştim ben.

3) http://www.kockariyer.com/

Koç holdingin açtığı bir site ve Koç Holding bu siteye büyük önem veriyor. Şu an için 10 ayrı konuda eğitimin verildiği sitedeki eğitimler ücretsiz ve herhangi bir sınav yok. Eğitimleri tamamlayarak sertifikanızı aldığınızda, Koç Holding'de yer almak konusunda rakiplerinizin 1 adım önüne geçiyorsunuz. Bunun dışında aldığınız sertifikayı Kariyer.com'daki Cv'nize de ekleyebilirsiniz.

4) http://www.ttnetprog.com.tr/

Ttnet'in bir hizmeti olan Ttnet Prog üye olan kullanıcılara aylık 2 ücretsiz eğitim alma hakkı veriyor. Aylık 4.99'a satın alabildiğiniz Ttnet Prog 100 kadar eğitimi ayağınıza kadar getiriyor. Ancak bunlar sertifika programları değil. Eğitimleri bitirdiğinizde katılım belgesi almaya hak kazanıyorsunuz. Ama tabi satın almanız gerek. Satın almadan da kullanırım derseniz ayda 2 eğitimle yetinmeniz gerekecek.

5) http://www.thecengizhoca.com/

Son olarak tanıtacağım site bir İngilizce eğitim sitesi. Cengiz Sakmanlı'nın Türk ve Azerbaycanlı öğrenciler için hazırlamış olduğu bu site büyük bir fedakarlık örneği. Cengiz Hoca'nın büyük bir azimle oluşturduğu bu sitede ne yok ki! Cengiz hocanın kendine özgü anlatımıyla çektiği videolar A1 seviyesinden C2'ye ve hatta IELTS'ye kadar uzanıyor. Aynı seviyelerin testlerinin ve her seviyede gerekli kelimelerin bulunduğu videolarda sitede yer alıyor. Düzenli olarak Canlı yayınlar yapan ve yorumlarda birçok kişinin minnet borcunu dile getirdiği Cengiz Hoca'ya bu yazıyla bende teşekkürümü iletiyorum. Tek gelir kaynağının reklamlar olduğu bu site işinize yaramasa bile 1 kere girip reklamlara tıklar ve çıkarsanız çok sevinirim. Çünkü bu sitedeki tüm eğitimler ücretsiz.

7 Şubat 2015 Cumartesi

Fermuarların üzerinde neden YKK yazar?


Yeni öğrendiğim bu bilgiyi sıcağı sıcağına sizlerle paylaşmak istedim. Çoğumuz dikkat bile etmemişizdir belki ancak neredeyse her fermuarın üzerinde yazan YKK yazısı bir gizem olarak yanı başımızda duruyordu. Nihayet ki çözüldü...

Fermuarların üzerinde sıklıkla gördüğümüz bu yazının gizemi 1934 Japonya'sına kadar uzanıyor. YKK Yoshida Kogyo Kabushikikaisha (büyük ihtimalle okumadınız) isimli şirketin kısaltması ve YKK 1934 yılında Tadao Yoshida tarafından kurulmuş.

Japonya'da 1934 yılında kurulan bu şirket 52 ülkede 206 fabrikaya ve dünya pazarının yüzde 90'ına sahip. Yani her 10 fermuardan 9'u Yoshida Kogyo Kabushikikaisha (Yoshida Limited Şirketi olarak çevrilebilir) tarafından üretilmiş ve üretiliyor.

Son olarak bu şirketin en büyük fabrikası Gürcistan'da  ve günde 7 milyon fermuar üretiyor diyerek bitirmek istiyorum. Bu çok önemli bilgilendirici yazından sonra hayata karşı bakış açınızın değiştiğine artık sizler için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına eminim. Sağlıcakla...

23 Kasım 2014 Pazar

Türk Lirasındaki İlginçlik



Kore'de yayınlanan Abnormal Submit adı tv show'unda Türkiye'yi temsil eden Enes Kaya bir ilgiçliği farketmemi sağladı. Türk lirasında yer alan Atatürk resmi en düşük parada ciddi ve yan dönmüşken, paranın değeri yükseldikçe yüzü daha çok bize dönüyor ve 200 lirada ciddiliğin yerini gülümseme alıyor. Bunu bilerek mi böyle yaptılar yoksa tesadüf eserimidir, büyük merak konusu. İzlediğim video yukarıda ve yanda da paralar sıralanıyor. Baktığınızda hak vereceksinizdir.

Enes Kaya bu durumu şu sözlerle ifade ediyor:
Türkiye'nin parası yakın zamanda değişti. Eskiden parayı milyon olarak kullanırdık. Paramızın üstünde 6 tane sıfır vardı. Bir sakız için 1 milyon lira vermemiz gerekirdi. Sonra dışarıda bir yemek için 30 milyon ödemeniz gerekirdi. Bir araba 4 milyar değerinde olurdu. Ama sonra 6 sıfırdan kurtulduk.  8 ya da 9 yıl önce

Türkiye hakkında eğlenceli bir hikayeden bahsedeyim. Bizim paramızın üzerinde Atatürk'ün resmi vardır. Ama en küçük liranın üstünde (50 kuruş) Atatürk'ün yüzü yan bakacak şekilde durur. Hatta parası olmayan insanlar der ki "Atatürk bile yüzümüze bakmıyor" :D

Başlangıçta amaç bunu yapmak değildi. 5 lirada Atatürk'ün yüze yan şekilde ciddi bir şekilde dururken ama 200 lirada aynen böyle bakıyor :) (Yüzünü dönmüş ve gülümseyen bir şekilde)

Bu arada Abnormal Submit güzel bir tv show'una benziyor. Her hafta bir araya gelen 11 ülke temsilcisi her hafta farklı bir gündem maddesi belirleyip tartışıyorlarmış. G11 diye de adlandırıyorlar diziyi. Kore fanlarına duyurulur.

17 Kasım 2014 Pazartesi

İsrail Amerikayı Neden Vurdu?



8 Haziran 1967'de İsrail ve komşu ülkeleri arasında devam eden altı gün savaşlarını gözlemleme görevi yürüten Uss Liberty adlı istihbarat gemisi İsrail hava ve deniz kuvvetlerince vuruluyor. Sonuçsa 34 kişinin öldüğü ve 171 kişinin yaralandığı bu olayın üstünün kapatılması.

Bu olaydan 47 yıl sonra ortaya çıkan belgeler neden sorusunu cevaplamasının yanında, İsrail'in Amerika'yı kasten vurduğunu ve olaydan sonra Amerika'daki siyaseti nasıl düzenlediğini ortaya koyuyor.


Bu olayı Aljazeere'deki ''İsrail Amerikayı Neden Vurdu?'' haberinden öğrendim. Ama haber neden vurdu sorusunu yanıtlamıyordu. Aslında soruların hiçbirini yanıtlamıyordu. Haberin altına belgesel yayınlamışlardı. Bunun üzerine araştırdığımda Sabah'ta bu belgesel üzerine yapılmış bir başka haber buldum. İki haberide altta vericem. Bu haber olayın oluş şekliyle, sonrasını açıklıyor. Ama neden soru hala cevaplanmış değil.
Bunun üzerine belgeseli izledim. Ve şimdi bulduklarımı sizinle paylaşıyorum.
1)İsrail olaydan sonra ABD'den özür diledi ve geminin düşman ülke Mısır'a ait bir gemi olduğu düşünülerek vurulduğunu açıkladı.
2)Başkan Johnson'ın Newsweek dergisine yayınlanmamak kaydıyla verdiği bilgide israillilerin Uss Libertiy'i Mısırlıların yanında kendilerini de dinlediğini düşündükleri için vurduklarını söylüyor.
3)İsrail'in Liberty'i vurmasının sebebi korumak istedikleri büyük sırdı. Bu sırsa bir sonraki hareketleriydi. Amerikalılara bunun sınırlı bir savaş olacağını söylemişlerdi.Ancak 8 haziran 1967'de israil güçleri, Golan tepelerine saldırıp Suriye'yi işgal etmeye hazırdı
Bu yazıyı benim gibi okuyup sorusunun cevabını bulamamış olanlara yazdım.

Belgeseli İzlemek İçin

Sabah'ın Haberi İçin

16 Kasım 2014 Pazar

Türkiye'ye Yabancı Düşünceler


1)Türkiye de çöl bulunduğunu ve Türk insanının develere bindiğinin sanılması (Araplardan ötürü herhalde)

2)Erkeklerin fes kadınların çarşafla gezdiğinin zannedilmesi ( Müslüman olmamızdan kaynaklı, Osmanlı'dan kalma, yabancı filmlerinde sıklıkla gördüğümüz bir algı)

3)Başkentin Ankara değil İstanbul sanılması (İstanbul'un dışarıda daha çok duyulmuş, dünyaca ünlü bir şehir olmasından kaynaklı)

4) Turkey'den yola çıkarak ülkemizde hindinin çok olduğunun ya da hindiyi çok sevdiğimizin zannedilmesi (Türkiye'nin İngilizce karşılığı olan Turkey kelimesi hindi anlamına geliyor)

5)Türk deyince akla gelen bıyıklı adam imajı  (Yanlış çizilmiş Türk imajı)

6)Asya yakasından Avrupa yakasına geçerken pasaport gösterdiğimizin sanılması (Aslında bunu düşünmeleri normal sayılabilir)

7)Türkiye'de 4 kadınla evliliğin serbest olduğunun zannedilmesi (İslam'da var ama bizde böyle bir şey yok)

8)Türkiye'nin padişahlıkla yönetildiğinin zannedilmesi (Böyle düşünenler yüzyılı kaçırmış bir grup olsa gerek)

9)Milli oyunumuzun oryantal zannedilmesi (Büyük ihtimalle Eurovison'a gönderilen oryantal içerikli şovlardan (Düm tek tek,Rimi rimi ley) kaynaklı bir mesele)

10)Sarışınsa Türk değildir algısı. (Esmer zannediyorlar)

13 Kasım 2014 Perşembe

Kyk Points


Kyk öğrenci alımları kapsamında yurdumuzda asılı olan belge. Garibime giitiği ve bir o kadar kyk ya başvuracaklar açısından senaryo üretimine katkısı bulunacağını düşünerek paylaşıyorum. Bu arada diğerlerini bilmemde anne baba evli ama ayrı yaşıyor seçeneğini mutlaka işaretleyin. Puanın azı çoğu olmaz, hem nereden bilecekler.

Ücretsiz Barınma Değerlendirme Kıstası

Toplam Gelir

Net asgari ücret kadar geliri olanlar                               750 Puan
Net asgari ücretin 1,5 katına kadar geliri olanlar           600 Puan
Net asgari ücretin 2 katına kadar geliri olanlar              600 Puan
Net asgari ücretin 2,5 katına kadar geliri olanlar           400 Puan
Net asgari ücretin 4 katına kadar geliri olanlar              200 Puan
Net asgari ücretin 4 katından fazla geliri olanlar            0    Puan
(Yukarıdaki puanlama anne ve babanın toplam gelirleri üzerinden yapılacaktır.)

Anne Babanın Durumu
Anne baba evli ve birlikte yaşıyor                                    0    Puan
Anne baba sağ fakat boşanmış                                      100 Puan
Anne baba evli fakat yaşıyor                                          100 Puan
Anne ölü baba sağ                                                         250 Puan
Baba ölü anne sağ                                                         400 Puan
Anne ve baba ölü                                                           600 Puan

Kardeş Durumu

Ailesinin ikamet ettiği ilin dışında üniversite okuyan her kardeş için 350 Puan
Ailesinin ikamet ettiği ilde üniversite okuyan her kardeş için 150 Puan
Ortaöğretimde okuyan her kardeş için                           75   Puan
İlköğretimde okuyan her kardeş için                              50   Puan

İkametgah Durumu

Kira                                                                                250 Puan
Lojman                                                                          100  Puan

Tercih Puanı

Yurt Müdürü                                                                   100 Puan
Bölge Müdürü                                                                 50  Puan
Genel Müdür                                                                  110 Puan

8 Kasım 2014 Cumartesi

Noel Baba'nın Geyikleri



Birden Noel Baba'nın kaç geyiklerinin isimlerini merak ettim. 8 ya da 9 geyiği vardır. Hangisi doğru anlayamadım. İsimleriyse şöyle;

Dasher,
Dancer,
Prancer,
Vixen,
Comet,
Cupid,
Donder,
Blitzen ve
Kırmızı Burunlu Rudolph

Bunun dışında bu beyaz sakallı ihtiyar yanında çalıştırdığı elflerle çocuklardan gelen isteklere göre oyuncak üretip noel gecesi kızağına atlayıp evlerin bacasından girmek suretiyle çocuklara oyuncaklarını veriyor. Bunun karşılığındaysa çocukların onun için bıraktığı yiyecekleri yiyormuş. Çeşitli ülkelerde çeşitli isimlerle anılıyormuş. Ama memleketinin Türkiye olduğu biliniyor.

Daha Fazla Bilgi İçin;

http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=3237

http://www.milliyet.com.tr/2002/01/01/pazar/paz09.html

4 Kasım 2014 Salı

Çatı?


Bugün fakültenin arkasındaki köye doğru bir yürüyüş yaptım. Yürüyüşten geri dönerken birçok evin çatısının olmadığını gördüğümde dikkatle çatısı olan evleri aramaya başladım ve bir tane çatı yapımına yeni başlanmış evden başka birkaç tane daha çatılı ev gördüm. Ama yine de çatısız evlerin çoğunlukta olması garibime gitti. Çünkü Çarşamba bir Ege'de veya Akdeniz'de değildi. "Neden çatı?" diye başka bir soru geldi aklıma. Yapmamışlarsa bir mantığı vardır derken çatılı ve çatısız ev arasındaki farkı araştırmayı kafaya koymuştum bile.

Çatı daha çok soğuk bölgelerde çokça görülürken sebebiyse çatının soğuğu engellemesi ve evin sıcaklığını muhafaza etmesiymiş. Çatı yapılırken verilen meyil sebebiyleyse hem yağmurun hem karın basınç etkisini azaltıyor ve de olmaması halinde olacak olan damın soğuktan çatlayıp eve akıtma yapması gibi bir durumun önüne geçiyormuş. Çatı yapımında genellikle ahşap tahtalar ile kiremit kullanılıyor.  Ve de çok yağışlı bölgelerde genellikle üçgen şekilli çatı tipini görüyoruz.

Çarşamba'nın çok yağışlı oluşu ve bu bilgilerden yola çıkarak Çarşamba'daki bu evlerde çatıların olmamasının başka bir nedeni olması gerektiği ve her ne sebeptense beni çokta ilgilendirmediği sonucuna varıyor, yazımı burada noktalıyorum.

2 Kasım 2014 Pazar

Penguen Dansı


Muhafazarlığıyla bilinen Suudi Arabistan'da bir baba ve kızının çektikleri Youtube videosuyla diğer ülkelerde yaygınlaşıp çılgınlık boyutlarına ulaşan penguen dansı bakın nasıl yapılıyor;

Önce en öndekinin kendi belini, arkadakilerin önündekinin belini iki yandan tuttuğu bir tren oluşturuluyor. Ayaklar penguenler gibi birleşik. İlk sağ ayak yana doğru iki kere savruluyor ve ayaklar yine birleştiriliyor. Sonra sol ayakta aynı şekilde yapılıyor. Ayaklar ayrılmadan öne yarım ayak boyu sıçranıp gövde hemen geriye atılıyor sonra çeyrek ayak boyu geriye sıçranıyor. Bunları yaparken ayakların birleşik olmasına ve öndekinin belini bırakmamaya özen gösterilirken, son olarakta üç adım öne sıçranıyor. Sonra yeni baştan..Bu istendiği kadar devam ediyor. Özetlersek iki sağ savur iki de sol. Ayakları birleştirip öne yarım ayak sıçrayıp hemen geri yerine sıçra. Daha sonra üç ileri sıçra.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Yeni Plakalar


Plakalarımız bildiğiniz gibi 67 Zonguldak'a kadar alfabetik sırayla dizilmiş diğerleri sonradan eklendiği için hep bir sayı artarak en sona ilave edilmişler. Yeni bir plaka düzenlemesi yakın zaman için olası değil ancak illerle sayıları arasında herhangi bir bağın bulunmamasından kaynaklı hiç olmayacak bir iş gibi de görünmüyor.
Adana (01)
Ağrı (04)
Ankara (07)
Artvin (10)
Bartın (13)
Bilecik (16)
Bolu (19)
Çanakkale (22)
Denizli (25)
Edirne (28)
Erzurum (31)
Giresun (34)
Hatay (37)
İstanbul (40)
Karabük (43)
Kastamonu (46)
Kırklareli (49)
Kocaeli (52)
Malatya (55)
Mersin (58)
Nevşehir (61)
Osmaniye (64)
Samsun (67)
Sivas (70)
Tekirdağ (73)
Tunceli (76)
Yalova (79)


Adıyaman (02)
Aksaray (05)
Antalya (08)
Aydın (11)
Batman (14)
Bingöl (17)
Burdur (20)
Çankırı (23)
Diyarbakır (26)
Elazığ (29)
Eskişehir (32)
Gümüşhane (35)
Iğdır (38)
İzmir (41)
Karaman (44)
Kayseri (47)
Kırşehir (50)
Konya (53)
Manisa (56)
Muğla (59)
Niğde (62)
Rize (65)
Siirt (68)
Şanlıurfa (71)
Tokat (74)
Uşak (77)
Yozgat (80)


Afyon (03)
Amasya (06)
Ardahan (09)
Balıkesir (12)
Bayburt (15)
Bitlis (18)
Bursa (21)
Çorum (24)
Düzce (27)
Erzincan (30)
Gaziantep (33)
Hakkari (36)
Isparta (39)
Kahramanmaraş (42)
Kars (45)
Kırıkkale (48)
Kilis (51)
Kütahya (54)
Mardin (57)
Muş (60)
Ordu (63)
Sakarya (66)
Sinop (69)
Şırnak (72)
Trabzon (75)
Van (78)
Zonguldak (81)

29 Ekim 2014 Çarşamba

Top 250'ler


Film izlemeyi seven arkadaşlar çoğunuz imdb'nin top 250 listesini bilirsiniz. Ya alternatifleri de var desem. Bir göz atmak istersiniz herhalde.

IMDb Top 250

IMDb'nin listesi kullanıcı oylarıyla alınan imdb puanlarıyla belirlenmiştir.

http://www.imdb.com/chart/top

Ekşi Sinema Alternatif Top 250

Ekşinin listesinde sıralama yoktur, kronoljiktir. İmdb'de yer almayan fazla tanınmamış tanısanız seversiniz türünden filmlere yer vermiştir.

http://eksisinema.com/eksi-sinema-alternatif-top-250/

Mynet En İyi 250 Film

Mynet'in listesi galeri halinde olduğu için sonuna kadar gitmekte zorlanabilirsiniz.

http://sinema.mynet.com/fotoanaliz/en-iyi-250-film/144/1

26 Ekim 2014 Pazar

Papaz Kaçtı


Arkadaşlarla papaz kaçtı oyunumuzdan sonra nasıl oynandığını sizle de paylaşmak istedim. 52'lik destedeki 3 papaz çıkarılarak kenara ayrılır.Kalan kartlar kartlar oyunculara dağıtılır. Oyuncular ellerindeki kartlardan çift olanları üstü açık bir şekilde yere koyarlar. Oyun saat yönünde herkesin birbirlerinin ellerinden bir kağıt çekmesi, ellerindeki çiftleri yere atması şeklinde devam eder. En son elinde papaz kalan oyunu kaybeder.

24 Ekim 2014 Cuma

Dipteki Filmlerimiz


Imdb Top 250'ye bakıpta gözleri türk filmlerini aramayan türk yoktur herhalde. Bende öyle yaptım ama Top 250'de bulamadığım türk filmlerini yine aynı sitenin  bottom 100 listesinde buldum. En kötü filmler listesi siz korkutmasın oradaki filmlerden 15 tanesini daha önce izlediğimi fark ettim. O kadar da kötü değiller aslında.

51. Çilgin dersane (2007)

8. Dünyayi Kurtaran Adam'in oglu (2006)

6. Emret komutanim: Sah mat (2007)

3. Keloglan kara prens'e karsi (2006)

Bir ara listenin 1. sırasında olan Celal ile Ceren filmiyse listede yok.

22 Ekim 2014 Çarşamba

Tuğla Testi


Az önce Facebook'ta bir arkadaşımın, arkadaşının ''Bu test içeren kağıt tam 18 yıldır çantamda duruyor. Gençlik iyi okuyun...'' yazısını beğenmesi üzerine bende 18 yıllık olmasına hayret ettiğim bu testi görmüş bulunmaktayım. Bu hayret sebebiyle internette küçük bir arama yaptım ve çok az (7) sitede (diğer arama kelimeleriyle 14 saydım) bulunuyor olması beni bu testi paylaşmaya iten bir başka sebep oldu.