Makaleler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Makaleler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2014 Perşembe

Yıldıray Çınar ve Hayatı


Çarşamba Tv için Yıldıray Çınar belgeseli hazırlamıştım. O belgesel için araştırdığım hayatını ve çoğu internette olmayan (çeşitli videolardan keserek oluşturduğum) fotoğraf ve video dökümanını bir araya getirmek, bu resim ve videoları Google'a kazandırmak ve Yıldıray Çınar arama sorgularında yer almalarını sağlamak adına bu makeleyi yazdım. Faydalanmanız dileğiyle.

Yıldıray ÇINAR 1940 Yılında Samsun’da doğar.İki yaşında ölen Ayşe hanımın varlığından habersiz bir şekilde ablası Hikmet hanım tarafından büyütülür.










Çocukluğunda saza tutkundur. İlkokul ikinci sınıfta iken saz çalmaya başlar.


Aslında Küçük Yıldıray’ın babası da müzikle uğraşırmış. O’nun tek amacı; Oğlunun oturdukları mahallenin Camii’nden ezan okumasıymış.Türkü Pınarı Rasathane Camiinden değil ama 1976 yılında 'Söyleyin Anama Ağlamasın' filminde ezan okumuştur.

Yıldıray ÇINAR ilk saz konserini okul bitiminde verir. İlkokuldan sonra sanat okuluna başlar. Bu Okulda da müzik çalışmalarına devam eder. İlk sazını burada yapar.















Yıldıray Çınar daha bu yaşlardayken kabına sığmaz olur ve 0nyedi yaşında İstanbul’a gelir.
Samsunlu Saz Ustası Ömer Sinop’un yanında bir süre çalışır ve tecrübesini artırır.


ADN
Onun ilk işi, yaşını büyütüp askere gitmek olur. Devre kaybı olarak onu bahriyeli sınıfına ayırıp Gölcük’e verirler. Gölcük’te askerliğini yaparken onun gibi müziğe gönül vermiş Erkut TAÇKIN’ın babası olan ve aynı zamanda Deniz Fabrikaları Genel Müdürü olan Namık TAÇKIN Paşa ile tanışır. Namık Paşa oğlu ve Yıldıray ÇINAR’ın birlikte müzik yapmaları için onlara her türlü imkanı sağlar. Artık beraber orduevlerinde konserler verirler. O yıllarda Demokrat Parti Milletvekili Ethem MENDERES, Seka Kağıt Fabrikasını ziyarete gelir. Namık Paşa vekilin onuruna bir gece düzenler ve bu işi Yıldıray Hoca’ya verir.


dizi3
59334
Yıldıray ÇINAR çok güzel bir müzik resitali sunar. Herkesin takdirini kazanır.
vlcsnap-2014-09-27-16h25m35s244

Yine bir seferinde zamanın başbakanı Merhum Adnan MENDERES bir İspanya gezisine çıkar. Beraberinde gittiği gemilerin birinde Yıldıray ÇINAR’da vardır.


ADANAN

ADNANA MENDRESLE KARsiLAsMA
Bu yolculuk esnasında askere moral olsun diye müzik konseri verir.


Still0926_00020
Başbakan Menderes bu güzel sesli çocuğu çok beğenir ve yanına çağırır. Ona Radyo ya girmesini salık verir. Menderes’in bu teşviki Yıldıray ÇINAR için rehber olmuştur. Askerlik bittikten sonra memleketi Samsun’a döner. 1959 yılının mayıs ayında Atatürk’ün Samsun’a çıkışı münasebetiyle Ankara’ya gönderilir ve bestesi kendisine ait olan “Yare Pazen Biçemedim” adlı türküyü okur ve çok beğenilir.


samsunda turku

SAMSUNDA TuRL

samsunda turku okuusu
Tekrar Samsun’a dönüşünde gitar ve bağlama dükkanı açar.

1960 yılında İstanbul Radyosu’nun açmış olduğu sınavlara katılır. Onun da birtakım teknik eksiklikleri olduğundan sınavı kazanamaz. 1962 yılına kadar Osman ÖZDENKÇİ’den dersler alır. İşte o yıl Ankara Radyosu’nun açmış olduğu sınavı kazanır.


ANKARA RADYOSUNA

İlk sahne denemesini 1965 yılında Güney Park Gazinosu’nda gerçekleştirir. Radyo ve gazino çalışmalarının yanı sıra sinema filmleri de çevirir.
GuNEY PARK GAZiNOSU iLK SAHNE

GuBRNEY PARK
Bu müzik ve film çalışmalarını 1985 yılına kadar devam ettirir. 1985 ve 1990 yıllarında ise sadece film çalışmalarına ağırlık verir. 40’a yakın film çevirmiştir. 1969 yılından itibaren çevirdiği filmler sırasıyla; Şirvan , Sarı Kurdelem Sarı , Cemo , Çarşambayı Sel Aldı , Elvan , Allı Turnam , Emrah , Eşref , Çoban Yıldızı , Suçlu Kim ve Tecelli gibi filmlerdir. Yıldıray ÇINAR sanat hayatı boyunca 12 altın plak ödülü de almıştır.


Still0926_00026
Çok mütevazi bir ömür sürmüştür. Sevenlerinden uzak, kendi halinde ve sessizlikten hoşlanan bir yapıya sahip olduğundan medyada fazla yer almamıştır.
images
yildiray cinar
Tedavi gördüğü Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bir sinir sistemi hastalığı olan ALS’den dolayı 2007 yılında aramızdan ayrıldı.
ghdsd

mndgsdv
Ölümünden sonra onun anısına İstanbul'da iki Samsun'da da bir sokağa ismi verilen Çınar'ın, Çarşamba'ya "Çarşambayı Sel Aldı" türküsünün hikayesinin anlatıldığı yaklaşık 15 metrelik bir rölyefi dikildi. İlkadım ilçesinde bulunan Çok Amaçlı Gençlik Merkezi'nin ismi de Yıldıray Çınar Kültür Merkezi olarak değiştirildi. Yeğeni Metin Erten 2013 yılında açtığı anı eviyle onun hatırasını yaşatıyor.


yildiray cinar kultur merkezi

DSC_0287

15 Kasım 2014 Cumartesi

Kaykay İpuçları


Arkadaşlar öyle kaykayda profesyonel olmuş süper hareketler yapan uçan kaçan tiplerden değilim. Ama aldığından beri kaykayda sadece 1 kez düşmüş biriyim. O yüzden sözlerime kulak verseniz iyi olur.

Öncelikle kaykayı ilk aldığınızda sürmek hevesine kaykayın ucuna basmak gibi bir hataya düşmeyin. Çoğu arkadaş bu yüzden düşüyor zaten. Beni yolda durdurupta  denemek isteyenlerden bir sürü örneğim var.

Sonra kaykayı sürmeye başlamadan önce önlem olarak yinede koruyucu başlığınızı, dizliklerinizi, bilekliklerinizi takın ne olacağı belli olmaz.

Sağ ayağınız kaykayda sol ayağınızda onu itme görevinde olucak. Kaykayın üzerinde çiviler görüceksinizdir. Onların üzerine basarsanız bir şey olmaz. İlk sağ ayağınızı öndeki çivilerin üzerine koyun sonra sol ayağınızla kaykayı ittikten sonra sol ayağınızıda kaykayın üzerine koyun.

Burada dikkat etmeniz gereken ayaklarınız dizlerinizden biraz eğik olmalıdır. Bunu yapmazsanız hızlanmaya çalıştığınızda kendinizi yerde bulabilirsiniz. Hızlanmanın sırrıda budur zaten. Normal durupta hızlanmaya çalıştığınızda üst bedeniniz geriye doğru gidiyor. Sonuçsa malum.

Kaykaya ilk adımınızı attığınıza göre nasıl duracağınızı da bilmelisiniz. Kaykayı iterken ayaklarınızı kaykayın boyunca koyduğunuzu hayal edebiliyorum. Tamam buraya kadar doğru ancak hep öyle gidemezsiniz. Sağa sola dönüşleri de yapabilmelisiniz. Bunun içinde kaykayı itipte sağ ayağınızı kaykaya koyduğunuzda her iki ayağınızı da kaykaya paralel konuma getirmelisiniz.

İlk başlarda yapamayabilirsiniz. ama yapmanız fazla uzun sürmeyecektir. Ve zamanla kaykayın üzerinde rahatça hareket edebilmeye başlayacaksınız. Benim alışmam 1 hafta sürmüştü. Sizinkininde bundan fazla süreceğini zannetmem. Çünkü kaykay sürmek insanların sandığı gibi çok zor bir şey değil.

Ayaklarınızı paralel olarak koyduysanız artık tek öğrenmeniz gereken kaykaya yön vermek. Bunun da çok basit bir mantığı var. Ayaklarınızı sola bastırırsanız sola, sağa bastırırsanız sağa gider.

Bunun dışında kaykayın freni yoktur arkadaşlar. Yokuşlardan inerken dikkat edin. Arabaların gelmediğinden emin olun. Kaykayda freni sol ayağınızı yere sürterek yaparsınız. Biraz zaman alır ama eğer acil bir durumsa kaykaydan inmek için yapmanız gereken tek şey yukarı doğru zıplayıp ayaklarınızı kaykaya değmeyecek şekilde açmak. Hızlıysanız biraz öne doğru savrulacaksınızdır. İlk şoku atlattıktan sonra giden kaykayınızın peşinden koşmayı unutmayın.

Ve son olarak biraz dik inişlerden inerken sol ayağınızı daha fazla arkaya yaklaştırmalısınız. Duruşunuz dizlerinizden eğik, ayaklarınız kaykaya paralel olmalı bunları da unutmayın.

Kaykay genelde dümdüz yerlerde güzel gider. Parke taşlarının olduğu bir mahallede yaşıyorsanız hiç bulaşmayın derim. Benden bu kadar herşeyi anlattığımı sanıyorum belki ileride bir videoyla konuyu destekleyebilirim.